Türkiye'de ekonomik dalgalanmalara bağlı olarak kapanan şirket sayısı artış gösterdi. 2023 yılı itibarıyla, birçok işletmenin faaliyetlerini durdurma kararı alması, piyasalarda tedirginliğe yol açtı. Ülkemizdeki iş ortamı ve ekonomik koşullar, girişimcilerin karşılaştığı zorlukların giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu durum, hem küçük hem de büyük ölçekli işletmelerin geleceğine dair belirsizlikleri beraberinde getiriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son yıllarda kapanan şirket sayısında kayda değer bir artış yaşanıyor. Özellikle 2023'ün başından itibaren, şirketler birbiri ardına kapılarını kapatmaya başladı. Ekonomik belirsizlikler, yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve toplamda artan maliyetler, iş dünyası üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Birçok girişimci, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmakta zorluk çekiyor ve sonuç olarak, faaliyetlerini durdurma kararı almak zorunda kalıyor.
Bu durumu daha iyi anlamak için, kapanan şirketlerin sektörlerine bakmak önem taşıyor. Özellikle perakende, inşaat ve hizmet sektörlerinde yoğun bir kapanma yaşanıyor. 2022'de yüzlerce işletme, artan maliyetler ve tüketici harcamalarının düşmesi nedeniyle faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı. Bu durum, işsizlik oranlarının artması ve ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi sonuçları da beraberinde getirdi.
Kapanan şirket sayısındaki artışın birçok nedeni bulunuyor. Yüksek maliyetler ve artan işletme giderleri, girişimcileri zor duruma sokmuş durumda. Enerji fiyatlarındaki yükselişler, iş gücü maliyetleri, kira bedelleri ve genel yaşam giderlerindeki artışlar, şirketlerin gelirlerini doğrudan etkiliyor. Ekonomik belirsizlik ve dalgalı piyasa koşulları, birçok girişimcinin işine devam etmesini imkânsız hale getiriyor.
Bu sorunların üstesinden gelmek için devletin ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerekiyor. Girişimcilerin desteklenmesi, vergi indirimleri, hibe programları ve ucuz kredi imkanları gibi teşvikler, şirketlerin ayakta kalmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, piyasalardaki belirsizliklerin giderilmesi adına profesyonel danışmanlık hizmetlerinin de artırılması, işletmelerin daha sağlam stratejiler geliştirmelerine katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artış, sadece işletmeler için değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisi için de önemli bir tehlike teşkil ediyor. Uzun vadeli sürdürülebilir çözümler geliştirilmediği takdirde, ekonomik büyümenin zarar göreceği ve işsizlik oranlarının yükselebileceği öngörülüyor. Girişimcilerin ve işletmelerin dayanıklılığının artırılması, Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
Hükümetin, ekonomik istikrarı sağlamak adına atacağı adımlar ve girişimcilere sunacağı destekler, Türkiye'nin iş dünyasında yeni bir soluk oluşturabilir. Ekonomik dinamiklerin yeniden canlandığı bir ortamda, şirketlerin yeniden yapılanması ve büyümesi mümkün olacaktır. Ancak bu başarı, sadece girişimcilerin değil, aynı zamanda hükümetin de el birliğiyle çalışmasına bağlıdır.