Son zamanların en dikkat çekici davalarından biri, eski eşi Sinem’i 7 yerinden bıçaklayan Ferhat A.’nın aldığı ceza ile gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde görülen mahkeme duruşmasında, yargıç Ferhat A.'ya iyi hal indirimi uyguladı. Bu durum, toplumda infiale neden oldu ve tartışmalara yol açtı. Kızının gözleri önünde defalarca bıçaklanarak ağır yaralanan Sinem, hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaşadığı travmayı hâlâ atlatamadı. Ancak, iyi hal indiriminin verilmesi, toplumda adalet arayışını tetikledi.
Sinem ve Ferhat A., uzun yıllar süren bir evliliğin ardından boşanmıştı. Sinem, eski eşinin kendisine yönelik şiddet uygulamaya başladığını belirtmiş, bu konuda birçok kez karakola başvurmuştu. Boşanma süreci ise her iki taraf için de zorlu geçmişti. Eşinin kendisine yönelik tehditleri ve saldırıları sonucunda, Sinem bir daha Ferhat ile yan yana gelmeme kararı almıştı. Ancak, boşanmanın ardından yaşanan bu gerilimin sonucu olarak kendisi için bir kabus haline dönecek olay, geçtiğimiz yıl yaşandı. Sinem, evinin önünde bekleyen eski kocası tarafından defalarca bıçaklandı. Bu saldırı hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Olay sonrası hastaneye kaldırılan Sinem, ölümden dönerken, birçok hayati riskle mücadele etmek zorunda kalmıştı.
Mahkeme süreci, Sinem’in yaşadığı travma ile ilgili önemli bir aşama oluşturmaktaydı. Duruşmalarda yapılan tanıklıklar ve sunulan deliller, Sinem’in yaşadığı korku dolu hayatı gözler önüne serdi. Bununla birlikte halkın tepkisini çeken noktalardan biri de Ferhat A.’nın duruşma boyunca sergilediği tavırlar oldu. Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Ferhat A., yaşananları fiziğiyle kanıtlamaya çalıştı. Fakat Sinem’in vekil avukatı, olayın yalnızca fiziksel şiddetten ibaret olmadığına, aynı zamanda psikolojik travmaların da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Aile içi şiddet mağdurlarına verilen destek ve koruma önlemlerinin yetersizliği, olayın ciddiyetini bir kez daha ortaya koymuş oldu.
Mahkeme sonunda, Ferhat A.’nın ağır hapis cezasına çarptırılabilecekken, iyi hal indirimi uygulamasıyla daha hafif bir ceza alması, toplumsal algıda büyük bir belirsizlik yarattı. İyi hal indirimleri, genellikle daha önce suç işlememiş ve kötü bir geçmişi olmayan sanıklar için geçerli olurken, Ferhat A. gibi birinin bu biçimde indirim alması, birçok kişi tarafından adalet sistemine olan güveni sarsma riski taşıyor. Bu durum, kadın cinayetleri ve aile içi şiddetin önlenmesi adına verilen mücadelelerin de sorgulanmasına neden oldu.
Kadın hakları savunucuları, bu tür kararların kadınlarda yarattığı travmanın sadece fiziksel değil, psikolojik boyutunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladılar. Ferhat A.’nın iyi hal indirimi almasını eleştiren çeşitli sosyal medya kampanyaları başlatıldı. "Adaletsizlik, adalet değildir" gibi hashtagler altında birçok kişi sesini duyurmaya çalıştı. Gerekli yasaların, mağdurların güvenliğini sağlamak için sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğinin altı çizildi. Faillerin aldıkları cezaların, yalnızca kişisel değil, toplumsal bir mesele olduğu da belirtildi. Bu konu, toplumda kadınların yaşadığı şiddeti gözler önüne seren bir gündem maddesi haline geldi.
Özellikle kadın cinayetleri ve aile içi şiddet konularında alınan yargı kararlarının kamuoyuna nasıl bir mesaj gönderdiği büyük bir merak konusu. Sinem’in yaşadığı olay ve ardından gelen mahkeme kararı, bu bağlamda yasaların yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Cinsiyet eşitsizliği ve kadınlara yönelik şiddet, sadece bireysel bir problem olmayıp, nitelikli bir toplumsal değişim gerektiren bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Yargının adalet arayışında daha dikkatli adımlar atması gerektiği kanıtlanmışken, bu tür olayların son bulması için toplumsal bilinçlenmenin şart olduğu ortadadır. Sinem’in davası, sadece bireysel bir kayıptan öte, toplumda var olan cinsiyet eşitsizliğinin su üstüne çıkmasına neden olan bir örnek olarak hafızalarda kalacak.