Son günlerde dünya gündemini sarsan olaylardan biri de İsrail’de yaşanan tsunami. Yerel saatle sabah saatlerinde meydana gelen bu doğal felaket, sadece İsrail için değil, tüm Avrupa için büyük endişe yarattı. Denizde meydana gelen güçlü sarsıntı, kıyıya doğru hızla yaklaşan dev dalgaların oluşmasına sebep oldu. Ülkede hemen acil durum ilan edilirken, sosyal medyada paylaşılan görüntüler dünya genelinde büyük yankı buldu. Ancak asıl dikkat çeken konu, Avrupa ülkelerinin bu felakete yönelik tepkileri ile ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın sessizliğiydi.
İsrail’deki tsunami, kısa sürede Avrupa ülkeleri arasında büyük bir tartışmaya yol açtı. Birçok ülke, hem maddi hem de manevi destek sunma konusunda adımlar atmaya başladı. Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkeler, felaketin boyutlarını değerlendirmek için derhal kriz masaları oluşturdu. Avrupa Komisyonu, olayın ardından yaptığı açıklamada, "İsrail halkının yanındayız ve her türlü yardımı yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı. Bu durum, Avrupa’nın doğal afetlere karşı duyarlılığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Kıtanın önde gelen liderleri, doğal felaketlerin ötesinde, barış ve istikrarın tesisi için de birlik olma çağrısı yapıyor.
Ancak Avrupa’nın bu tepkileri, pek çok kesim tarafından siyasi bir gündem olarak değerlendiriliyor. Çeşitli analizlerde, Avrupa’nın bu tür olaylarda gösterdiği dayanışmanın, genel olarak bir güç gösterisi ve yumuşak güç uygulaması olarak okunabileceği dile getiriliyor. Ayrıca, bu tür doğal olayların, bir zamanlar düşman olarak görülen ülkeler arasında bile dayanışma ruhunu yeşerebileceği vurgulanıyor.
Öte yandan, bu olay sırasında ABD’nin eski Başkanı Donald Trump'ın sessiz kalması dikkat çekti. Bilindiği üzere Trump, başkanlığı döneminde İsrail ile olan ilişkileri güçlendirmiş ve sık sık bu konudaki duruşunu dile getirmişti. Ancak bu tür büyük olaylarda genellikle bir açıklama yapılması beklenirken, Trump’ın ağızını bıçak açmadı. Bazı analistler, Trump'ın bu sessizliğini, 2024 başkanlık seçimleri öncesinde stratejik bir tercih olarak yorumluyor. Seçim süreci yaklaşırken, dikkatleri üzerinden çekmek istemediği düşünülüyor. Ayrıca, Trump’ın yönetimi döneminde doğal felaketlerle ilgili tutumunun genel olarak eleştiri alması da bu sessizliğin sebeplerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Trump'ın sosyal medya hesaplarında yapmadığı paylaşımlar, takipçileri arasında büyük merak konusu oldu. İnsanlar, "Acaba bir şey mi olmuş, ya da başka bir plan mı var?" gibi soruları sıkça gündeme getirdi. Özellikle Trump’ın retorik tarzı ve olaylara yaklaşımındaki değişim, siyasi analistler arasında tartışmalara yol açtı. İlaveten, Trump’ın sessiz kalması, Amerika'daki bazı müttefikleri arasında rahatsızlık yaratmasına neden oldu. Bu durumu, eleştirilerin ötesinde, uluslararası işbirliği için atılacak adımlara büyük bir engel olarak yorumlayanlar da var.
Sonuç olarak, İsrail'de meydana gelen tsunami olayı yalnızca doğal bir felaket değil, aynı zamanda küresel siyaset dinamiklerini etkileyen bir olay olarak dikkat çekiyor. Avrupa’nın tepkileri ve dayanışma çağrıları, dünya genelinde yeni tartışmalara yol açarken, Trump’ın sessizliği tartışmaların merkezinde kalmaya devam ediyor. Bu durum, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bugün daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız varken, liderlerin tutumları ve söylemleri, yarının şekillenmesinde büyük bir rol oynayacak.