58 yaşındaki Ayla Yılmaz, 2021 yılında yaşanan büyük deprem sonucunda evini kaybeden ve hayata tutunmak için yeni yollar arayan bir girişimci. Deprem sonrası sıkıntılı günler geçiren Yılmaz, bu zor zamanlarda el becerilerini kullanarak ürettiği çantalarla hem geçimini sağlıyor hem de çevresine umut saçıyor.
Ayla Yılmaz, depremin ardından yaşadığı travmalarla başa çıkmak için kendine bir hedef belirledi. En büyük tutkusunun dikim ve tasarım olduğunu fark ederek, el işi çantalar üretmeye karar verdi. Bunun sadece bir gelir kaynağı olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir terapinin de parçası olduğunu düşünüyor. Her bir çantasını yaparken içine katmış olduğu ruh, müşteri bulduğunda onu daha da özel kılıyor.
Ayla, her gün sabah erkenden atölyesine gidiyor. Kullanacağı kumaşları, iplikleri ve diğer malzemeleri özenle seçiyor. Malzeme seçiminde kalitesiz ürün kullanmamaya dikkat eden Yılmaz, tam anlamıyla “yerli ve milli” bir üretim anlayışını benimsiyor. Çantalarının her biri, Ayla'nın elinden çıkmış bir sanat eseri gibi ve bu durum el emeği ürünlere olan ilgiyi artırıyor. Üretim sırasında zaman zaman zorlandığını veya umutsuzluğa kapıldığını belirtse de, yaptığı işin ona sağladığı tatmin bu olumsuz duyguları geride bırakmasına yardımcı oluyor.
Ayla'nın sadece kendisi için değil, çevresi için de bir fayda sağlamak istediğini açıkça belli ediyor. Kendi ürettiği çantaların satışından elde ettiği geliri, düzenlediği atölye çalışmalarında değerlendiriyor. Bu atölyeler, genç kadınlara ve annelere dikiş tekniklerini öğreterek onlara yeni bir meslek kazandırmayı hedefliyor. Bu sayede Yılmaz, hem kendi işini büyütmeyi hem de topluma katkıyı amaçlıyor.
Yılmaz'ın projeleri yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal anlamda da büyük bir fark yaratıyor. Yıllardır süregelen işsizlik sorunu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği konularına duyarsız kalmayan Ayla, kadınların özellikle iş hayatında daha aktif rol almaları gerektiğine inanıyor. Bu atölyelerde, katılımcılar hem yeni beceriler kazanıyor hem de birbirleriyle dayanışma içinde olmanın önemini öğreniyorlar. Bu durum, toplumsal bağları güçlendirmeye ve birlikte hareket etmenin önemini göstermeye yardımcı oluyor.
Çantalar ise, Yılmaz’ın hayat hikayesinin ve tutkularının bir yansıması olarak öne çıkıyor. Her biri farklı desen ve renk seçenekleriyle tasarlanmış çantalar, estetik olmasının yanı sıra kullanışlı özellikleriyle de dikkat çekiyor. Moda dünyasında değişken tatların öne çıktığı günümüzde, Ayla'nın tasarımları kişisel bir dokunuş taşıyor; böylece her müşteri aldığı çantada bir hikaye bulabiliyor.
Ayla Yılmaz, girişimci ruhunun yanı sıra azmi ve kararlılığıyla da takdir topluyor. Geçmişte yaşanan zorlukları geride bırakmak için elimizdekilerin kıymetini bilmek gerektiğini vurgulayan Yılmaz, birçok insana ilham kaynağı oluyor. El emeği çantaları sayesinde, yalnızca kendine değil, başkalarına da umut ve ilham veren bir kadın profili çiziyor. Onun hikayesi, zorlukların üstesinden nasıl gelinebileceğine dair somut bir örnek sunuyor.
Sonuç olarak, Ayla Yılmaz'ın hayatı, özveri ve azimle nelerin başarılabileceğini gösteriyor. Depremin ardından tekrar hayata tutunmak için yola çıkan ve bunu başaran Yılmaz, sadece geçimini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda çevresindekilere de ilham veriyor. Onun hikayesi, herkes için bir motivasyon kaynağı olup; birlikte hareket etmenin, dayanışmanın ve umudun ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.